GEÇMİŞTEN
GELECEYE ZABITA
Günümüzde hayatımızın bir parçası olan
belediye zabıtasının kökeni Osmanlı dönemi
İhtisap Kurumuna dayanır. Osmanlı’da
sistematik bir kimlik kazanan İhtisap
Teşkilatının izlerini ise İslam’ın ilk
yıllarında bulmak mümkündür. O dönemde ve
sonrasında şehirde zabıtanın görevlerine
benzer görevleri yerine getiren kişiye muhtesip
(sorguya ve hesaba çeken) denirdi.
Muhtesip, iyiliği emretmek, kötülükten de men
etmekle görevliydi. Bu ilke doğrultusunda
suçluları cezalandırdığı gibi cadde ve
sokakların temizliğine bakar, yollarda
yayaların gidip gelmelerini engelleyen
durumları giderir, hamalların ve taşıt
araçlarının aşırı yük almalarını önler,
yıkılma tehlikesinde olan yapıları
yıktırmakla yolcuların başına gelebilecek
tehlikeyi engeller, okullarda ve başka öğretim
kuruluşlarında öğrenciyi şiddetle döven
öğretmenleri cezalandırarak halkın
çıkarlarını gözetirdi. Ayrıca yiyecek
içeceğe hile karışmamasını, eksik ölçü
ve tartı kullanılmasını sağlamak gibi
bütün belediyelere düşen görevleri de yerine
getirmekle yükümlüydü. Muhtesipliğe
müslüman ileri gelenlerinden başkaları
atanamazdı Osmanlı Devletinde İhtisap Ağası
daha önceki İslam Devletlerinde görülerek
kuruldu.. Selçuklular, İlhanlılar,
Memluklular’da olduğu gibi Osmanlılar’da da
muhtesiplik vardı.Ancak Osmanlı devletinde
kadı gözetiminde çalışan bu görevlilere
daha çok “ İhtisap Ağası” denirdi. Hz.
Muhammet zamanında Hz. Ömer Medine, Sa’d bin
As Mekke muhtesibiydi.
Belediye zabıtası görevlisi olan İhtisap
Ağaları kadı icra memuru sayılırdı.
Mülkiye ve belediye işlerinin hemen
bütününe, asayiş ve inzibata kadı, zabıta
görevlilerinde de İhtisap Ağası bakardı.
Bunların emrine kuloğlanları adlı bir takım
memurlar verilirdi. Bu memurların görevleri
dükkan ve bu tür yerlerden ihtisap rüsubu
(Belediye Resmi) toplamak ve ağaya teslim
etmekti.
Zaman zaman Padişah ve Sadrazam da esnaf
kontrolü yapardı. Onların “kol gezmek”
adı verilen bu teftişlerine devlet erkanının
yanısıra Kadı, İhtisap Ağası, Kol
Oğlanları ve Teraziciler da katılırdı. Bu
denetimlerde hile yapan esnafın falakaya
yatırılarak cezalandırıldığı bile olurdu.
Ünlü Batılı seyyah Thevenot, Osmanlı
toplumunda İhtisap Ağası’nın ne denli etkin
olduğunu şu ifadelerle anlatır:
“Esnaf Muhtesibin her gün dolaştığını
bildiği için etmiyordu. Hatta bu yüzden
çocuklar bile aldatılma korkusu olmadan pazara
gönderiliyordu.”
Osmanlılarda fiyat artışları devleti ve
halkı ilgilendiren olayların başında gelirdi.
Bu sebebten 19.yüzyılın ikinci yarısına
kadar her türlü eşya ile yiyecek maddelerinin
ve hizmetlerin fiyatları en üst düzeydeki
resmi makamlar tarafından düzenlenmekte ve
kontrol edilmekteydi. Muhtesip, kanunlarla
yetkilendirilmiş olsun veya olmasın,
gördüğü her türlü uygunsuzluğa müdahale
etme hakkına sahipti. Ekmeğin kalitesi en
azından iki günde bir denetlenir ve
fırıncıların ekmek için belirlenen fiyata
uygun satış yapıp yapmadıkları sürekli
kontrol edilirdi. Ekmek konusu sadece Muhtesibi
değil, devletin üst kademesinde bulunanları da
ilgilendirirdi. Halkın temel besin maddesi olan
et konusunda da aynı titizlik gösterilirdi.
Hayvanların kesimi sırasında sağlık
şartlarına uyulmasına önem verilir; kasaplık
yapacak kişilerde güvenilir ve emin olmak
şartı aranırdı. Muhtesip, meyve sebze
kontrolleri de yapar; pazara gelen ürünlerin
iyi ve olgun olmasını denetler; kalitenin
düşürülmemesine çalışırdı.
Cumhuriyet döneminde 1930’da çıkarılan 1580
Sayılı Belediye Kanunu ile belediye
görevlileri yeniden belirlendi ve belediye
zabıtasının, belediye hizmetlerinin icra ve
takipçisi olan özel bir hizmet zabıtası
olması öngörüldü. 1956’da ise o güne
kadar zaten varolan zabıta, müdürlük haline
getirildi.
İhtisap ağasından günümüz zabıtasına
kadar geçen zaman diliminde hızlıca yol almak,
geleceğin zabıtasının daha iyi
yapılaşmasına, daha verimli hizmet üretmesine
katkıda bulunacaktır.
Zabıta görevi insanların toplu yaşamaya
başladıkları en eski tarihlerde bile şu yada
bu isimlerle yarine getirilmiştir. Hz. Peygamber
İslam'ın ilk döneminde Hz. Ömer'i
"Mutesip" olarak tayin etmişti.
Adaletiyle meşhur Hz. Ömer çarşı Pazar gezer
ölçü ve tartı işlerine bakar; ayrıca
yolları engelleyen, gelip geçişi önleyen
şeyleri kaldırırdı.
İhtisap Nezareti 1826 yılında Bakanlık
nezdinde Müstakil ve güçlü bir yapıya
kavuşmuştu. İhtisabın; hesaba çekme, hesap
sorma, sorgulama, mesuliyet, ceza, lonca ve Pazar
nizamını kontrol eden kuruluş, belediye gibi
sözlük manaları varken, muhtesibin ise esnaf
denetleyen, ticari hayatın düzenini sağlamaya
çalışan vazifeli, ihtisap ağası gibi
anlamları vardır. Kısaca ihtisap bir kurumdur
ve kanunları vardır. Muhtesipte bunları yerine
getiren mercidir. 19. yüzyılda çarşı-Pazar
gezmelerine, esnaf kontrolüne ihtisap ağasıyla
beraber zaman zaman padişah ve sadrazamda bizzat
katılarak şehrin nizam ve intizamına,
temizliğine, tüketici haklarının korunmasına
yönelik denetimlere, halkın gelip geçtiği
yerlerin işgal edilip, edilmediğine bakması,
bu konulara büyük bir hassasiyet getirerek,
titizlikle uyulmasını sağlıyordu. Ünlü
batılı seyyah Thevenot, Osmanlı toplumunda
ihtisap ağasının nedenli etkin olduğunu şu
ifadelerle anlatır. "Esnaf muhtesibin her
gün dolaştığını bildiği için kolay kolay
bir haksızlığa tevessül etmiyordu.Hatta bu
yüzden çocuklar bile aldatılma korkusu olmadan
pazara gönderiliyordu. "
Ekmek ve et gibi halkın temel ihtiyaçları ile
ilgili hususlarda daha itina ile davranan
muhtesip, fırını düzenli, sağlıklı ve ehil
olarak çalıştırmayan fırıncıdan alarak,
başkalarına verebiliyordu. Kasaplık yapacak
kişilerin ehil ve güvenilir olmasına,
sağlıklı kesim yapmasına dikkat ediyor, koyun
ve keçi etini ayrı dükkanlarda sattırıyordu.
Lokantacılarla ilgili ihtisap kararnamesi
büyük bir titizlikle uygulanıyor, meyve ve
sebze kontrolleri yapılıyor, Ulaşım şekli ve
ücretini sürekli kontrol ediliyordu.
O günlerden bu günlere geçen iki asra yakın
zaman içinde çok fazla yol aldığımızı
iddia etmek samimi bir özeleştiri olmaz. 1995
yılında çıkan 560 sayılı kanun hükmünde
kararname ile denetim yetkisi zabıtadan Sağlık
bakanlığına geçen ekmek fırınlarının ve
üretilen ekmeğin değerlendirilmesini
tüketicilere bırakıyorum. Çünkü beş
yıldır bu kontrollerden uzak olmamıza rağmen
hala ekmekle ilgili vatandaştan çok sayıda
şikayet almaktayız.
Ecdadın dün yaptığı örnek çalışmaları
bugüne aktararak, uygulanması mümkün olan
güzel hizmetleri hayata geçirerek, hizmette
ilaveler yapabilirsek zabıta teşkilatı olarak
geleceğe uzanan yarınlara daha iyi
hazırlanmış oluruz.
Unutmayın, Zabıtaya yapacağınız yardım,
vereceğiniz destek size temiz bir çevre, temiz
bir hava, gürültüsüz bir ortam, işgalsiz
kaldırım ve yollar sağlıklı gıdalar olarak
geri dönecektir.
|