GENEL GEREKÇE İdari
sistemin aşırı merkeziyetçiliği, mahalli
idarelerin kaynak yetersizliği içinde olmaları,
görev ve yetki konularındaki tereddüt,
yetersizlik ve hukuki boşluklar, mahalli
idareler üzerindeki aşırı vesayet
uygulamaları, nitelikli personel, teşkilatlanma
ve açıklık ve demokratik katılım konusundaki
yetersizlikler, rasyonel olmayan hizmet
alanları, imar uygulamalarındaki yetersizlik ve
ahenkli kentleşmenin sağlanamaması, mahalli
idare gelirlerinin hizmetleri yerine getirme
bakımından yetersiz kalması ülkemizde hemen
herkesin üzerinde mutabık olduğu hususlardır.
Gerek ulusal kalkınma planlarında, gerekse hükümet
programlarında “mahalli idare reformu” hep
en önemli hedeflerden biri olarak yer almıştır.
Fakat bu konuda 1984 yılından itibaren
artırılan belediye ve il özel idare gelirleri
ve 1987 yılında İl Özel İdaresi Kanununda
yapılan değişiklikler dışında önemli bir
adım atılmamıştır. Btı adımlar da sorunun
bütünüyle çözümü için yeterli olmamıştır.
Mahalli idare hizmetlerinin etkin, verimli,
ekonomik, mahalli imkan, ihtiyaç ve tercihlere
uygun biçimde yürütülememesinde merkezi idare
ile mahalli idareler arasında görev, yetki ve
kaynak paylaşımı konusunda diğer çağdaş
ülkelerde uygulamaya konulan reformların
ülkemizde hayata geçirilememesinin büyük
rolü olmuştur. Yürürlüğe girdikleri dönemin
şartlarında oldukça modern ve yeterli olan
kanunlarımız, ekonomik, teknolojik ve sosyal
alanlardaki değişimler karşısında yetersiz
kalmaya başlamıştır.
Bu Tasarı ile, mahalli idare birimlerinin
uygulamada karşılaştıkları meselelere
çözüm getirilmekte, mahalli idareler işleyişi
basitleştirilmekte, mahalli idarelerin kendi
aralarında ve merkezi idare ile işbirliği ve
yardımlaşma imkanları geliştirilmekte,
halkın hizmetlere kolay ulaşımı ve
sorunların mahallinde çözümü sağlanmakta, yönetimde
açıklık ve katılım ile mahalli idarelerin
demokratik kültüre katkısı artırılmakta,
mahalli idarelerin hızlı karar alma ve uygulama
kabiliyetlerini olumstız yönde etkileyen
vesayet uygulamaları kaldırılmakta, mahalli
idareler mali kaynaklar, hukuki yapı ve personel
bakımlarından mevcut ve artan sorunları ile
başa çıkabilecek bir kapasiteye
ulaştırılmaktadır.
Tasarının kanunlaşmasıyla mahalli idare
hizmetlerinin verimliliğinde gerçek bir artış
ve iyileşme sağlanmış olacaktır. Bu
iyileşme kendisini, sadece mahalli hizmetlerin
nicelik olarak artışı, daha hızlı ve daha
ekonomik yerine getirilmeleri olarak değil,
aynı zamanda demokrasi kültürünün gelişmesi,
halkın karar alma ve icra süreçlerine katkı
ve katılımının artması biçiminde
gösterecektir. Bu başlangıç, aynı zamanda
ülkemizin idari yapılanmasının geleceğin
şartlarına uygun hale gelmesini sağlayacak müteakip
reformların zeminini oluşturacaktır.
|